Boğaz Çakrası ile birlikte ruhsal çakralara (başka bir deyişle yüksek çakralar) geçiş yapıyoruz. Dinleyebilmeyi, tüm içtenliğimizle ve açıklıkla konuşmamızı yöneten bu çakradır. Bunun için diğer çakralarla tam bir uyum içinde olmalıdır. İç sesimizin yol göstericiliği bu merkezde oluşur.
Boğaz Çakrası’nın Özellikleri
Çakra kategorisi: Ruh
Yeri: Boyun ile boğaz arasındaki çukurda bulunur.
İlgili Bölgeler: Boyun, boğaz ve çene. Kulaklar, ses, soluk borusu, bronşlar, ciğerlerin üstü, yemek borusu, kollar.
İlgili salgı bezleri: Tiroid
Element: Eter
Renk: Soluk mavi, gümüş rengi ya da yeşilimsi mavi
Duyu: İşitme
Temel İlke: : Varlığın birlikte titreşmesi. Kendini İfade Etme, İletişim, Dürüstlük
Değerli taşlar: Akuamarin, turkuaz
Esansiyel yağlar: Adaçayı, okaliptus
Doğrulama sözü: Ben gerçeği söylerim

Boğaz Çakrası’nın İşlevi
Boğaz Çakrası insanın ifade, iletişim ve esin yeteneğinin merkezidir. Düşüncelerimizle duygularımız, dürtülerimizle tepkilerimiz arasında bir köprü görevi görür. Aynı zamanda, tüm çakralarla dış dünya arasında iletişim sağlar. İçimizdeki herşeyi -gülmek, ağlamak, sevgi, düşünceler, niyetler, arzular vb.- bu çakra yoluyla belirtiriz.
Boğaz Çakrası’nda, Sacral Çakra’nın yaratıcılığı diğer çakraların enerjileriyle birleşir. Eter, bu enerjileri dış dünyaya iletilecek şekle dönüştürür.
Boğaz Çakrası, düşüncelerimizi ve eylemlerimizi yansıtmaya yardımcı olur. Boğaz Çakrası ne kadar çok gelişirse, zihinsel bedenimizin o kadar bilincinde oluruz. Diğer enerji bedenleri arasındaki ayrımın farkına varabiliriz. Böylece düşüncelerimiz, duyguların ve fiziksel duyuların egemenliği altında olmadan objektif bakış açısına sahip olur.
Sınırsız boşluk ve sonsuz gökyüzü gibi açılırsak, bilginin ve içgörünün en derin düzeyiyle ödüllendiliriz. Böylesi derin bir bilgiye ulaşmanın en iyi yolu sakin olmak, iç ve dış boşluğu dinlemektir. İşitme duyusu Boğaz Çakrası’na aittir. Burada kulaklarımızı açıp yaratılışın açık ve gizli seslerini dinleriz. Yine burada kendi sesimizi algılar, iç ruhumuzla ilişki kurup onun esinine sahip oluruz.
Kişisel yol göstericiliğimize sarsılmaz bir güven duygusu geliştiririz. Yaşamdaki gerçek görevimizin bilincine varırız. İç dünyamızın ve var oluşumuzun süptil düzeylerin, maddi dünya kadar gerçek olduğunu anlarız. Buradan ve gerçekliğin yüksek boyutlarından bilgiyi alabilir ve yayabiliriz. Bu ilahi esin, kendimizi ifade etmemizin temeli olur.
Uyumlu Çalışma Belirtileri
Boğaz Çakrası’nın açık ve diğer çakralarla uyum içinde çalışmasıyla; duygularımızı, düşüncelerimizi ve iç bilgimizi özgürce, korkusuzca ifade edebiliriz. Zayıflığımızı açığa çıkartma, gücümüzü gösterme yeteneğine sahip oluruz. Davranışlarımızla kendimize ve başkalarına karşı dürüstlüğümüzü yansıtırız.
Tüm kişiliğimizle, kendimizi ifade etme yeteneğine sahip oluruz. Gerektiğinde, sessiz kalıp bütün kalbimiz ve anlayışımızla başkalarını dinleyebiliriz. Konuşmamız yaratıcı ve renkli, aynı zamanda bütünüyle açıktır.
Zorluklarla karşılaştığımızda, kendimize karşı dürüst olur, hayır diyebilme gücüne sahip olabiliriz. Diğer insanların düşünceleri bizi yolumuzdan alıkoyamaz. Özgürlüğümüzü ve kararlılığımızı koruruz. Ön yargısız, geniş bir bakış açısına sahip oluruz. İç sesimizin yol göstericiliği yaşamımızı yönlendirir. Kendimizi güvenle, bu yol göstericiye bırakırız. Başka insanların tepkilerinden ve fikirlerinden korkmadan, kazandığımız bilgiyi -bilgelik ve doğruluk ışığıyla- onlara da verebiliriz.
Tüm varlığımızın içsel özgürlükle ifadesinde, derin neşe ve bütünlük duygusu kendini gösterir.
Blokaj Belirtileri
Boğaz Çakrası iyi çalışmıyorsa ya da dengesizse; zihinle beden arasındaki iletişim bozulur. Duygularınızı yansıtmakta zorluk çeker ve çözümlenmemiş duygularınızı düşüncesiz eylemlerle ifade edersiniz. Ya da kendi zihninize kapanır ve duygularınıza yaşama hakkı tanımazsınız. İzin verdiğiniz duygular, yalnızca kendi yargı süzgecinizden geçebilen ve çevrenizdeki insanların yargısıyla ters düşmeyen duygulardır. Bilinç dışı bir suçluluk duygusu ve içten kaynaklanan korkularınız, gerçek benliğinizi görmenizi ve göstermenizi engeller. Gerçek varlığınızı gizleyen sözler ve hareketlerle onları örtmeye çalışırsınız.
Kullandığınız dil kaba ya da soğuk ve mesafelidir. Sesiniz oldukça yüksek ve sözleriniz derin anlamlardan yoksundur. Zayıflığınızın görünmesine izin vermez, sürekli güçlü görünmeye çalışırsınız. Sonuçta, kendinizi baskı altında tutarak, yaşamın beklentilerinin getirdiği yükleri ve yeni saldırıları, geliştirdiğiniz koruma kalkanlarıyla karşılamaya çalışırsınız.
Boğaz Çakrası yetersiz çalışan birinde, başkalarını kandırmak ya da başkalarının ilgisini çekmek için sürekli konuşarak, ifade yeteneğini kullanma durumu görülebilir.
Derin bir iç bilgiye sahip olduğunuz halde, başkalarının yargısından ve dışlanmaktan korktuğunuz için onu yaşayıp ifade edemezsiniz. Bu derin bilgi şiir, resim ya da herhangi bir ifade şekliyle görülebilir. Ancak bunu başkalarıyla paylaşmak istemezsiniz. Ruhsal enerjileriniz içinizde takılı kaldığından, dönüştürücü güçleri duygularınıza ulaşmakta zorluk çekecektir. Düşük çakraların enerjileri, yaşamınızdaki iç ruhsallığı anlamanız için gereken gücü ve dayanıklılığı yüksek çakralara sağlayamayacaktır.
Boğaz Çakrası yetersiz çalışıyorsa, kendinizi gösterme ve ifade etme yeteneğinizi engeller. İç benliğinizi bütünüyle kısıtlarsınız. Utangaç, sessiz biri olursunuz. Önemsiz konulardan konuşursunuz. Derin düşünce ve duygularınızı ifade etmeye çalıştığınızda boğazınız düğümlenir, sesiniz zorlukla çıkar ya da kekeleyebilirsiniz. Başkalarının yargılarından korkarsınız. Ruhunuzun mesajıyla ilişkiniz kopar. Sezgisel güçlerinize güvenmezsiniz.
Boğaz Çakrası gelişmezse bir süre sonra katılaşırsınız. Yalnızca dış dünyayı geçerli gerçeklik gördüğünüzden, zamanınızı ve potansiyelinizi içinizde oluşan o küçük ve sınırlı boşlukta geçirmeye başlarsınız.
Yorum