Sağlıklı sinir sistemi, düzenli sindirim sistemi ve güçlü bağışıklık sistemine sahip olmanın sağlıklı bir yaşama giden yol olduğu günümüzde artık bilinmektedir. Dengesiz ve yetersiz beslenme, hormonlu ve rafine edilmiş gıdalar, çevresel faktörler bu sistemlerin işleyişinin bozulmasına ve hastalıklara yakalanmamıza neden olmaktadır. Bilim insanları bu hastalıklara çare bulmaya çalışmakta, araştırmalar, deneyler yapmakta ama ortaya çıkan tedavi yöntemleri işe yarar gibi gözükse de sentetik ilaçlarla desteklendiği için sistemde düzgün çalışan diğer organların işleyişini de bozabilmektedir.
Artık şunu da biliyoruz, bilmeliyiz! Bu kadar olumsuz etkene karşı çaresiz ya da çaresiz gibi görünen (!) hastalıklara maruz kalmamak için sağlığımızı korumaya yönelik önlemler almalıyız! Bunu doğal yollarla sağlamak en uygun çözüm olarak karşımızda durmaktadır.
Hindistan’da yaşayan insanların neden az hastalandıkları, kolaylıkla kansere yakalanmadıkları üzerinde araştırma yapılmış ve sebebinin günlük yaşamlarında baharat olarak bol miktarda tükettikleri zerdeçal olduğu tespit edilmiştir. Latince adı Curcuma Longa olan bu bitki Hint Safranı olarak da bilinir. Ağrı ve iltihap giderici-geriletici etkisi M.Ö. 2000 yıllarından beri bilinmektedir. Bitkiye sarı rengi veren etkin maddesi Curcumin’in; antioksidan, antienflamatuar, antiviral, antifungal ve antikanserojen etkileri ile koruyucu olduğu ve hastalıkların iyileşmesinde yardımcı olduğu bugün tıbben de kanıtlanmış durumdadır.
Bu özelliklerinin hangi hastalıklarda etkili olduğunu uzun uzun anlatmayıp tabloda göstermenin doğru olduğunu düşünüyorum:
Peki zerdeçalı nasıl tüketmeliyiz? Hintlilerin tüm yaşamları boyunca tükettikleri zerdeçalı yani kurkumini her gün kaşık kaşık tüketerek, yemeklere ilave ederek kendimizi hastalıklara karşı koruyabilir miyiz, hastaysak iyileşebilir miyiz? Bitki ekstratları bitkilerin uygun bir çözücü içinde optimum ısıl koşullarda etkin maddelerin bitkiden ayrılması ve çözücü maddelerin uzaklaştırılması ile elde edilir. Bu işlemde yaklaşık bir ton bitkiden 10-30 litre özüt elde edilebilmektedir.
Zerdeçalı sıvı olan bitkisel ekstrat haliyle tüketmenin sindirim sisteminde kolayca ve tam olarak emilmesi sayesinde kapsül, tablet veya toz halinde kullanımına göre hastalıkları ve iyileşme sürelerini daha olumlu etkilediği gözlemlenmiştir.
İnsan vücudunda bulunan tamir edici gen P53 hasar gören DNA hücrelerini onarmak üzere çalışmaktadır. Yani bu gen bizi kansere karşı korumak için çalışır. Değişen çevresel koşullar, teknoloji, mutasyona uğramış mikrop ve virüsler karşısında P53 geni yetersiz kalır. Görevini yapamaz hale gelmesi de kanser hücrelerinin işine yarar.
Bitkilerle tedavinin gücüne inanan bilim insanları kurkuminin bir çok kanser türünde işe yaradığını ortaya koymaktadırlar. Sıvı ekstrat formundaki kurkuminin P53 gibi davranarak kanser hücrelerini intihara sürüklediği tespit edilmiştir.
Vücudumuzda vitamin, mineral eksikliği görüldüğünde dışarıdan destekleyerek yerine koyuyoruz da neden bu savaşkan geni ayağa kaldırıp savaşına devam etmesini sağlamıyoruz? İnsanoğlunun bugün bilimde geldiği noktada bu sorunun cevabının birilerinde olduğunu düşünüyorum.
Sevgiyle, sağlıkla ve doğal kalın.
Yorum