Bazı kavramların yeni türemiş, daha önce bilinmiyormuş da insanlığın hayatına yeni katılmış -katılması gerekliymiş- gibi aktarılmaya çalışıldığını sıklıkla görmeye başladım. Çokça anlam yüklenerek süslü cümleler içinde kullanılan tanımların insanın aklını karıştırmaktan başka bir amacı bulunmuyor. Kitabımın da konusu olan ve sözünü ettiğim yeni türemiş tanımlara çok benzeyen “kişisel yönetim” kavramını da buna benzetebilirsiniz. 

Haklısınız! Ancak amacım kafa karıştırmak değil. Kimi zaman bazı şeyleri açıklamak için onunla bire bir eşleşen tanım bulmak güç olmanın yanında, anlatmaya çalıştığınız şeyleri karşılaması için yetersiz kalıyor. Kişisel yönetim tanımını seçerken tıpkı bunu yaşadım. Ne dönemin değerlerini yansıtmanın uzağında ne de demek istediklerimi eksiksiz yerine getiren bu tanımı sizlere açıklayacak bir yazı yazmak, kitabımın niteliğini ayrıntılandırmak amacıyla gerekliydi.

Kişisel yönetimi anlatırken, olağan tanımlama ve kalıpların dışında bir açıklamam olduğunu söylemek isterim. İlk bakışta kişisel gelişimden söz ediyormuşum gibi gelse de gerçekte bir içsel durumu anlatıyorum. 

Herkesin yaşamı, olaylara bakış açısı, yaşadıklarına gösterdiği tepki başkadır. Ve bu doğaldır. Bu başkalık, bizi birbirimizden ayırır. Gerçekte bu, hepimizin ayrı bir yaşam çizgisi olduğunu gösterir. 

Bireylerin kendi yaşam çizgileri boyunca yaşadıkları olaylar karşısında takındıkları davranışlar, onları içsel olarak güdümleyen düşünceler ve duygularla oluşur. Kişi bu duyguları kendi yaratır. Yarattığı bu duygu onun olaya karşı göstereceği davranışı oluşturur. Davranış, alışkanlığa dönüşür. Alışkanlıklar o bireyi yaratır. 

Üzüntü, sevinç, kıskançlık, sevgi, öfke… Bütün bunlar yarattığımız düşüncelerin sonucudur. Özetle; ne düşünürsen osundur. 

Kimi zaman yarattığımız hayatın içinde karşılaştığımız zorluklarla baş etme konusunda kendimizi sıkışmış, mutsuz ve umutsuz hissederiz. Hayatına karşı isteksiz ve ilhamını yitirmiş durumun, seni “Öz”ünden koparmaya başlar.  Kendine ve çevrene olan ilgini kaybedersin. Farkındalığını yitirirsin.

Savaşım gücün de yiter. Bu durumun, seni sürekli olumsuzlukla doldurur. Bunu düzeltecek bir şeyler ararsın. Bulamayınca ya da o yöntemler işe yaramayınca, olumsuz düşünceler seni iyice aşağıya çekmeye başlar.

Kişisel yönetim; bireyin kişisel gücünün ögelerini bir araya getirmesini ve kullanmasını sağlayan bütünsellik gerektirir. Bireyin çeşitli nedenlerle kişisel gücü zayıflarsa, hayatının bütün alanlarında sözünü ettiğim yitiklik durumunu yaşar. Bir alanda yaşanan olumsuzluk hayatın diğer alanlarını da etkiler. Elbette çevresini de.

Kişisel Yönetim ile Kişisel Gelişim Aynı Mıdır

İkisi benzer olsa da aynı değildir. Kişisel gelişim; kişinin hayatı boyunca elde ettiği edinimlerin bütünüdür. Günümüz koşullarına göre uygun olarak oluşturulmuş kavramlardan meydana gelir. Kişisel gelişim hayat boyu sürer. Bu gelişim sürecinin kişinin manevi tarafı ile örtüşmesi gerekir. Ancak bu şekilde değişimden söz edebiliriz.

Kişisel yönetim, kişinin manevi tarafı ile ilgilidir. Kişinin maneviyatı ona güç verir. Maneviyatı güçlü olan kişi kişisel gücünün farkındadır. Bunu doğru şekilde kullanmak için güç onu isteklendirir. 

Kişisel yönetimin en önemli unsuru, kişisel gücünü keşfetme ve kullanma isteğidir.

Kişisel Gücün Ögeleri

Kişisel güç; dört ögeden oluşur ve kişisel yönetim bu dörtlünün bir arada bulunmasıyla başlar ve gelişir:

1. Öz güven, öz şefkat, öz saygı: Bu “Üç Öz” birdir. Birbirlerini tamamlar. Birinin eksikliği diğerini eksiltir. 3 Öz’de aşırılık da istenmeyen bir durumdur. Kendini aşırı sevmen, kendine karşı aşırı anlayışlı olman ve aşırı güven duyman sana EGOistliğe giden yolu açar.
2. Farkındalık: “Yapmaktan” vazgeçip “var olduğunu” fark etmendir. Varoluşun sana yataktan kalkmak, işine gitmek, işini yapmak -hayatını bilinçle, amaçla ve zevkle yaşamak- konusunda güç verir.
3. Olumlu düşünceler: Seni olumlu tarafta tutar. Düşüncelerin beynine verdiğin komutlardır. Beynine olumlu komutlar gönderirsen, senin için en iyisini, en güzelini seçip önüne koyacaktır. Geriye, seçtiğin iyiliğin tadına varmak kalır.
4. İstek: Bu dörtlünün içinde en somut olanıdır. Diğer üçünü halletsen de seni harekete geçirecek olan kişisel isteğindir.

İş’te İyi Hisset – İş Hayatında Kişisel Yönetim isimli kitabımın temelini oluşturan bu dört öge, hayatı iyileştirmenin yanında, varlığınızın birliğinin farkında ve onaylamış olmanın getirdiği “gerçek” mutluluğun tadına varmanın yoludur. 

Kişisel yönetim hayatının temelini oluşturur. Davranışlarını ve tercihlerini belirler. Kişisel yönetimde başarıyı yakalamak istiyorsan; kişisel gücünü kullanabilmeli ve onu harekete geçirmelisin. Bu güç, gelişimin özümsenmesini ve yönetilmesini sağlar. Gelişim için değişim, değişim için kişisel güç gerekir. İşte, gerçek kişisel yönetim budur.

Bütün bunların kavram karmaşası yaratmasına elbette izin veremem. Bu, yazımın giriş bölümünde anlattığım duruma düşmek olur. Başarılı bir kişisel yönetim için kişiyi hedefine ulaştıracak planları olmalı ve bunları hayatının parçası yapması gerekir. Kişisel gücünü harekete geçirecek kolay, gerçekten işe yarayan iyi hisset yöntemleri ve bir eylem planı ile bunu gerçekleştirebilmek olası.

Eylem Planı Nasıl Olmalıdır

1. Beynine doğru yönergeler vermeli ve doğru hedef seçmelisin. İstemediklerine değil, istediklerine odaklanmalısın. Sahip olmadıklarına üzülerek ve bunlara sahip olanları kıskanarak vardığın yer mutsuzluğun olur. Önce, sahip oldukların için minnet duymayı bilmelisin.
2. Tek bir hedefin olmalı: Aynı anda birden çok şeyi isteriz. Bunların hepsini arzu ettiğimizde bilinçli zihnimizde karışıklık yaratırız. Bunun için tek hedefe odaklanmak, diğer isteklerin için ayrı bir eylem planı yapmak çok önemlidir.

Eylem planını doğru belirlemezsen ya hedefine ulaşamazsın ya da istemediğin yere ulaşırsın. 

Eylem planının çıkış noktası odaktır. Tek bir odak noktan olmalı ve bunun da isteğinle bire bir aynı olması gereklidir.

Odak noktasından sapmadan ilerleyebilmek için minnet duygusunun ona eşlik etmesi gerekir. Minnettarlık, bir şeyin farkına varmak demektir. Sahip olduklarının farkında olarak, minnettarlığını -gerçekten ve derinden- dile getirirsen bu, odağına giden yolda ilerlemeni sağlayacaktır.

Kendimizi iyi hissettirecek, isteğimiz ile örtüşen davranış bizim için doğru davranıştır. Odağınla ve minnettarlıkla ilerlediğinde bu, doğru davranışın olur. Davranışlarımız alışkanlıklarımızdır. Hedefimize doğru davranışı bilerek ve benimseyerek ulaşabiliriz.

Kişinin en iyi dostu da düşmanı da kendisidir. Söylediklerinin ya da düşündüklerinin arzu ettiklerinle aynı olduğundan emin olmalısın. “Mutluyum” diye düşünüyor ve sonra “Ben beceriksizim, bunu yapamam” diyorsan, odak noktasından çoktan sapmışsın demektir. Seçtiğimiz sözcükler önemlidir. Kendinle zihinsel olarak konuştuğunda kullandığın sözcüklerle, kendinle yüksek sesle konuştuğunda kullandıkların aynı ve uyumlu olmalıdır.

Oturup farkına varmak kolaydır. Zor olan ayağa kalkıp harekete geçmektir.

Honore de Balzac

Kibriti çaktın ve fitili ateşledin. İyi hissetmek ve iyi bir kişisel yönetim için kibrit hep parlamalı. Artık eyleme geçme zamanı!

Kişisel Yönetim Danışmanlığının Amacı Nedir

Kişisel yönetim danışmanlığı; hayatını iyileştirmeye yarayan bütünsel bir yaklaşımdır. Bu yaklaşım beden, zihin, ruh üçlemesini bir arada ele alır. Kişinin kendi istediği hayatı yaratmasına ve iyi hissetmesine yardımcı olur.

Kişisel yönetim danışmanlığı, yüzyıllardır kullanılan şifacı yöntemlerin günümüz koşullarına uygun şekle getirilmesi ile danışana “Öz”ünü görme ve anlama yolculuğunda eşlik ederek ona yol gösterir.

Aromaterapi, enerji iyileştirme, meditasyon gibi geleneksel şifacı yöntemler kullanılarak yaşadığımız kirli ortama aldırış etmeden -tıpkı bir lotus çiçeği gibi- arınarak aydınlığa ulaştırmaya çalışır.

“Öz”müzde bir lotus gibi güçlü ve zenginiz. İstersek, hayatımıza bulaşmaya çalışan tüm kirleri onun yaptığı gibi üzerimizden temizleyebiliriz. Bunu gerçekten istersek yapabiliriz. Yaparsak lotus gibi açarız. Bu, kendi yarattığımız, sorumlu ve mutlu olduğumuz hayattır.

İşte o zaman iyi hissederiz. Böylelikle bütün hayatımızı iyileştiririz.

Kendine iyi bak, ışığını hep parlak tut.